Kanunlar Doğuyor

askinelibol

Öğretmen
24 Ara 2023
188
0
16

Hukuk Nedir?​

Hukuk, bireylerin, toplumun ve devletin davranışlarına, birbirleriyle olan ilişkilere, kamu gücü tarafından desteklenen ve muhatap olduğu kişiye ne yapmaması gerektiğini açıklayan veya tavsiyelerde bulunan, bunun için mevcut olan tüm normları düzenleyen ve normatif bir bilim dalı olarak tanımlanır. Hukuk, toplumun düzenini ve adaleti sağlamayı amaçlar.
Hukuk sistemindeki temel farklılık, yasama organının hukuk oluşturduğu Kıta Avrupası Hukuk Sistemi ve hâkimlerin kararlarının hukuku oluşturduğu Ortak Hukuk Hukuk Sistemi arasında görülür. Tarihsel olarak, dini hukuk da önemli bir rol oynamıştır ve bazı ülkelerde hala yürürlüktedir. Örneğin, İslam dünyasında Şer’î Hukuk, ana hukuk sistemi olarak kullanılmaktadır ve ülkelerin hukuki yapılarına büyük ölçüde etki etmektedir. Dini hukukun yanı sıra, laiklik ilkesi de hukuk sistemlerinde önemli bir rol oynamış ve bazı ülkelerde uygulanmıştır.
Yasa Nedir?
Yasa veya kanun, bir anayasal hukuk sistemi içinde, yetkili organlar tarafından oluşturulan hukuki kurallardır. Kanunlar ve tüzükler gibi düzenlemeler, hukuk kurallarının birer örneğidir. Yürürlükteki tüm hukuk kurallarının toplamına ise mevzuat denir. Kısacası, kanunlar yasama organı tarafından oluşturulan ve hukukun kaynaklarından yalnızca biri olan kurallardır.
Kural Nedir?
Kural, davranışları belirleyen, bir eylemin nasıl gerçekleştirileceğini veya hangi ilkeler doğrultusunda yapılacağını gösteren ilkedir. Kural, bir kişinin kendisine veya diğerlerine fayda sağlaması veya zarar vermemesi amacıyla uygulanan prensiplerdir.
Töre Nedir?
Töre, yazılı olmayan ve toplum içinde gelenekselleşen kurallar ve adetlerdir. Töre, genellikle halk arasında kullanılan bir terim olup, hukukla veya mahkemelerle ilişkilendirilebilir. Bu kelimenin kökeni, eski Türkçedeki “törü” fiilinden gelir ve düzenlemek, yaratmak anlamına gelir. Töre, toplumun kabul ettiği geleneksel kuralları ifade eder.
Hammurabi Kanunları Hakkında Bilgi
Hammurabi Kanunları, MÖ 1760 civarında Mezopotamya’da ortaya çıkan, tarihin en eski ve en iyi korunmuş yazılı kanunlarından biridir. Bu dönemden önce toplanan yasa koleksiyonları arasında Ur kralı Ur-Nammu’nun kanun kitabı (MÖ 2050), Eşnunna kanun kitabı (MÖ 1930) ve İsin’li Lipit-İştar’ın kanun kitabı (MÖ 1870) bulunmaktadır. Babil kralı Hammurabi’nin (MÖ 1728-MÖ 1686) çeşitli meselelerde verdiği hükümler, Akatça dilinde yazılmış ve Babil’in koruyucu tanrısı Marduk adına inşa edilen Esagila Tapınağı’na yerleştirilen bir taş üzerine kazınmıştır. Hammurabi, bu kanunların güneş tanrısı Şamaş tarafından yazıldığına inanmaktaydı ve kanunlar tanrının sözleri olarak kabul ediliyordu.
Arkeolog Jean Vincent Scheil tarafından Susa, Elam’da (bugünkü Huzistan, İran) bulunan ve Fransa’ya getirilen Hammurabi Kanunları’nın yazılı olduğu silindir şeklindeki taş, Louvre Müzesi’nde sergilenmektedir. Toplamda 282 madde içeren bu kanunlardan 33’ü (madde 66-99) şu anda okunamayacak durumdadır. İçerisinde 13. madde yer almasa da, bu kanunlar hala önemli bir tarihsel belge olarak kabul edilmektedir.
Hammurabi Kanunları’ndan Örnekler

  1. Eğer bir doktor, ağır yaralı bir kişinin hayatını kaybetmesine yol açacak şekilde bronz bir bıçakla müdahale eder veya bir kişinin gözlerini bronz bir bıçakla zarar vererek kör ederse, bu doktorun bilekleri kesilecektir.
  2. Eğer bir kişi, suçsuz bir kişiyi cinayetle suçlayıp bu suçlamayı kanıtlayamazsa, suçlamada bulunan kişi cezalandırılacaktır.
  3. Eğer bir inşaatçı, bir kişi için bir ev inşa eder ancak yapıyı sağlam yapmazsa ve bu ev çökerse, ev sahibinin ölümüne yol açarsa, bu inşaatçı cezalandırılacaktır.
  4. Eğer bir kişi, başka bir kişiyi büyü yapmakla suçlar ve bu suçlamayı kanıtlayamazsa, suçlamada bulunan kişi bir suçlayanı nehre götürecek ve eğer nehir onu alıp götürürse, suçlamada bulunan kişinin mülkünü (evini) alacaktır. Ancak eğer adam nehirden sağ salim çıkarsa, suçlamada bulunan kişi cezalandırılacaktır. Nehir tarafından kurtarılan kişi suçlamada bulunanın malına sahip olacaktır.
  5. Eğer bir kişinin borcu varsa ve tarlası fırtına veya sel nedeniyle zarar görür veya susuzluktan arpa hasat edilemezse, bu yıl borcunu alacaklıya ödemez. Belge (vesika) ıslatılacak (silinecektir) ve o yıl için faiz ödemesi yapılmayacaktır.

Hitit Kanunları Hakkında Bilgi​

Hititler’de hukukun başında Büyük Kral bulunurdu. Kral, aynı zamanda baş komutan, baş yargıç ve başrahip olarak kabul edilirdi. Ancak Kral, kendi fikir ve kararlarını onaylatma yükümlülüğü altındaydı. Bu onayı veren kurum ise Pankuş olarak adlandırılan soylu meclisiydi. Hititler, insan haklarına ve yaşama hakkına saygı gösteren bir medeniyet olarak bilinir ve binlerce yıl önce Anadolu’da insanlara istedikleri dine inanma ve istedikleri dili konuşma özgürlüğü tanımışlardır. Kadınlar ve erkekler her koşulda eşit kabul edilmiş ve kanunlar önünde cinsiyet ayrımı yapılmamıştır.
Hitit kanunları, kölelere para ödeyerek özgürlüklerini kazanma ve evlenme hakkı tanımıştır. Kral, ölüm cezalarını kaldırma yetkisine sahipti; ölüm cezaları genellikle büyücülük gibi suçlar veya Krala karşı isyan durumlarında verilirdi. Ayrıca, “kardeşlerle ilişki kurmak veya evlenmek” Hititler’de ölüme cezalandırılan bir suçtu. Hititler, işkenceye karşıydılar. Boşanma ve aile konularında da kendi kanunları vardı. Hititler’den günümüze ulaşan tabletler, bu kanunları içermektedir. Ayrıca, Hititler’de askerlik zorunluydu ve herkes askerlik hizmetini yerine getirmek zorundaydı.

İbrani Kanunları Hakkında Bilgi​

İslam, Müslümanların yaşam tarzını belirleyen bir inanç sistemidir ve aynı şekilde Yahudilik de bir Yahudi’nin günlük hayatını yönlendiren birçok kural, gelenek ve ritüel içeren bir yaşam biçimidir. Sabah uyanıldığında neler yapılması gerektiği, ne yenip ne yenilmemesi gerektiği, hangi kıyafetlerin giyilebileceği veya giyilemeyeceği, kişisel hijyen, iş yönetimi, kiminle evlenilebileceği ve bayramlarda ve Şabat gününde (kutsal Cumartesi) neler yapılması gerektiği gibi pek çok konuda belirli kurallar ve yönergeler bulunmaktadır. Bu kurallar Yahudilik içinde “Halaha” olarak bilinir. Halaha kelimesi genellikle “Yahudi kanunu” olarak çevrilse de daha doğru bir tercüme “kişinin yaşam yolu” anlamına gelir. Bu kelimenin kökeni İbranice’de “gitmek, yürümek” anlamına gelen bir kelimeye dayanır.
Yahudi olmayan bazı insanlar ve dindar olmayan bazı Yahudiler, geleneksel Yahudiliğin bu ayrıntılı kurallarının dini anlamını kaybetmesine ve sıkıcı bir dini ayin zincirine dönüşmesine eleştiri getirirler. Halaha’ya uyanlar ise, bu kuralların günlük yaşamı dini olarak anlamlı eylemlere dönüştürerek ruhsal derinliği artırdığına inanırlar. Dua ve dini kuralların, Tanrı ile olan ilişkilerini sürekli olarak hatırlatarak varoluşlarının ayrılmaz bir parçası olduğuna inanırlar.

On Emir​

  1. Ben, Tanrın YAHVE, seni Mısır’ın kölelikten çıkardım ve başka tanrılara tapmamanı istiyorum.
  2. Kendin için put yapma. Ne gökyüzündeki, ne de yer altındaki yaratıkların suretlerini yapma, onlara tapma veya saygı gösterme.
  3. Tanrın YAHVE’nin adını boş yere kullanma.
  4. Şabat gününü kutsal say, dinlenme günü olarak hatırla.
  5. Saygı ve hürmetle babanı ve anneni onurlandır.
  6. Öldürme.
  7. Zina yapma.
  8. Çalma.
  9. Komşuna karşı yalan tanıklık yapma.
  10. Komşunun malına göz dikme; ne komşunun evine, ne de onun eşine, kölesine, hizmetçisine, öküzüne veya eşeğine arzulayarak bakma.

Cevaplayalım: Urkagina ve Hammurabi Kanunları’nın Meşruiyet Kaynakları Nelerdir?​

Ur-Nammu, bir Sümer hükümdarıdır. Adalet anlayışıyla tanınmıştır ve devlet işlerini yazılı kanunlara dayandırmıştır. Ur-Nammu, kendisinden sonraki hükümdarların da bu kanunlara uymalarını istemiş ve yazılı kanunlar oluşturmuş ve yürürlüğe koymuştur. Bu kanunlar, açık bir şekilde suçları tanımlar ve ceza karşılıklarını belirler. Zamanla, bu kanunlar “Ur-Nammu Kanunları” olarak anılmış ve günümüze kadar gelmiştir. Ur-Nammu Kanunları, dönemin imparatoru tarafından kişisel olarak oluşturulmuş ve imparatorun onayını almıştır. Bu nedenle kanunlara riayet edilmesi gerekmekteydi. Kanunlar, imparatorun sınırlarını bile belirlemiş ve imparatoru da bu kanunların hükümlerine tabi kılmıştır.
Hammurabi Kanunları ise Babilliler tarafından oluşturulmuş ve yürürlüğe konmuştur. Babil kralı Hammurabi, bu kanunları kişisel olarak oluşturmuş ve onaylamıştır. Bu kanunlar, farklı sınırlar ve haklar getirerek krala özel bir statü tanımıştır. Her iki kanunu incelediğimizde, meşruiyet kaynağının devletin en yetkili otoritesi yani hükümdarlar olduğu görülür. Bu, kanunların daha hızlı bir şekilde uygulanmasını ve kabul edilmesini sağlamıştır. Her iki kanunda da ağır suçlar için idam veya para cezası gibi cezaların uygulandığı bilinmektedir.